Skolyozda Korse

Korse kullanımı, adölesan idiopatik skolyozda konservatif takibin önemli bir parçasıdır. Skolyoz korsesi, çocuğun gövdesini sıkıca sararak omurgasına asimetrik yüklenme yapmasını engelleyen plastik, sert bir cekete benzeyen bir ortezdir.

NE ZAMAN KORSE?

Eğriliğinin açısı (cobb açısı) 20 ile 40 derece arasında olan ve büyüme potansiyeli devam eden çocuklarda deformitenin ilerlemesini yavaşlatma, durdurma ve ameliyat ihtiyacını önlemede oldukça etkili bir yöntemdir.

Çocuğun korseyi takarken çekilmiş röntgenini baz alarak yapılan radyografik ölçümlerinde eğriliğin açısında belirgin bir düzelme olması beklenir. İki haftalık uyum sürecinin başında çocuk korseyi sadece gece yatarken ve nispeten gevşek bir şekilde takmaya başlar. Korse, uygun sıkılık seviyesine ulaşılana kadar aşamalı olarak sıkılır ve uzman hekimin tavsiye ettiği günlük kullanım süresine kademeli olarak gelinir. Herhangi bir bölgede ağrı, rahatsızlık veya cilt tahrişi gelişirse korsede ayarlamalar yapılır. Eğriliğin gelişimini takip etmek için dört ila altı ay sonra röntgen çekilmeden 18 saat önce korse çıkarılır, böylece omurganın deforme olmuş konumuna ne şiddette geri döndüğünü objektif bir şekilde saptamak mümkündür.

Kız çocuklarında skolyoz görülme sıklığı erkeklerden daha fazladır ancak kız çocuklarında korse tedavisine yanıt, omurga esnekliğinin daha fazla olması, pubertal büyümenin daha kısa olması ve tedavi süresinin daha kısa olması nedeniyle daha olumludur. Korse tedavisine uyum da kız çocuklarında daha yüksektir. Cinsiyetten bağımsız olarak aşırı kilolu çocuklarda korse ile takibin başarısı daha düşüktür. Güncel bir akademik çalışmada ortalama 18 saatlik korse kullanımıyla takip edilen adölesan dönemdeki skolyozlu bireylerin %72’sinde vücut diziliminin, dengenin ve kozmetik görünümün iyileştiği gözlemlenmiştir. Korse ile birlikte spesifik bir fizyoterapi programının faydalı olduğu konusunda da akademide fikir birliği vardır. Skolyoza spesifik üç boyutlu egzersiz (Schroth) ve korsenin birlikte uygulanmasının terapinin etkinliğini arttırdığı kanıtlanmıştır.

KORSE VE CİLT BAKIMI

  • Korsenin iç kısmı her gün nemli ve hafif sabunlu bir bezle silinmeli, haftada bir kez de alkol ile dezenfekte edilmeli.
  • Korsenin altına teri emen, pamuklu ve vücudu saran bir atlet giyilmeli.
  • Mümkünse her gün duş alınmalı.
  • Her banyo sonrası cilde kokusuz ve antialerjik bir nemlendirici sürülmeli.
  • Korse her çıkarıldığında ciltte baskı yerlerinde kızarıklık kontrolü yapılmalı. Oluşan kızarıklıkların yarım saat içerisinde geçmemesi halinde ortotist bilgilendirilmeli.
  • Korsede çatlama, aşınma gibi durumlar gözlendiğinde korseyi yapan ortotist ile iletişime geçilmeli.

Korse ile takibin en büyük dezavantajı, korse takmanın bazı çocuklar için psikososyal açıdan zorlayıcı olabilmesidir. 10 ila 16 yaş arasındaki genç ergenlerin aylar boyunca günde 18 – 21 saat taktıkları korse onlar için kısıtlayıcı, giymesi zahmetli ve kozmetik olarak rahatsız edici olabilir. Korse takmaya uyumsuzluk çok sık karşılaşılan bir sorundur ve korse takmayı reddetmeye, korse kullanımının erken kesilmesine ve korsenin önerilen süreden daha az kullanılmasına sebep olabilir. Bu durumdaki öneriler için daha önce paylaştığımız Skolyozun Psikolojik Etkileri başlıklı yazıya göz atabilirsiniz.

Skolyozda korse kullanımı ile ilgili detaylı bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

KAYNAKLAR

Skolyozda Yüzme Önerilir mi?

Skolyozu olan bireyler tanı sonrası sıklıkla yüzmeye yönlendirilmektedir. Ancak son yıllarda yapılan çalışmalar yüzücülerde yüksek skolyoz prevalansı bildiriyor. Gelin skolyozda yüzme konusundaki en güncel bilimsel çalışmalara bir göz atalım.

2015 yılında yapılan bir akademik çalışmaya göre; rekabet içeren yüzme sporu, skolyoz tanısı almış adölesan dönemdeki çocuklarda üç boyutlu deformitelerde artışa neden oluyor. 329 çocuk ile yapılan bu çalışmaya göre, çalışmaya katılan profesyonel olarak yüzme ile ilgilenen erkek çocuklar ile diğer erkek çocuklar arasında anlamlı bir fark görülmemiş. Fakat çalışmaya katılan profesyonel olarak yüzen kız çocuklarında, diğer kız çocuklarına göre göğüs kafesini de etkileyen torakal rotasyonda belirgin bir fark saptanmış. Skolyozun belirtilerinden biri olan göğüs kafesi asimetrisinin profesyonel olarak yüzen kız çocuklarında daha yüksek olduğu kaydedilmiş.

Çalışmanın sonucuna göre haftada 2 saati aşan ve rekabet içeren yüzme aktivitesinin, skolyozun kötüleşmesi bakımından büyük bir risk oluşturduğu belirtilmiştir. (Swimming and Spinal Deformities: A Cross-Sectional Study 2015 Negrini)

Adölesan yüzücülerde skolyoz insidansını belirlemek ve skolyozu olan yüzücülerde yüzmenin radyolojik parametrelere etkisini değerlendirmek amacıyla yapılmış ve 2020 yılında yayınlanmış bir diğer akademik çalışmada, muayenede öne eğilme testleri pozitif çıkan yüzücüler radyolojik değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Yüzücülerden yüzmeye devam etmeleri istenmiş ve 1 yıl sonra takibe çağrılmıştır. Yüzmeye devam eden ve bir yıl sonra takibe başvuran skolyozlu yüzücüler radyolojik olarak değerlendirilmiştir. Birinci ve ikinci radyografik parametreler istatistiksel olarak karşılaştırıldığında yüzmeye devam eden sporcuların ilk ve takip grafilerinde anlamlı fark bulunmamıştır.

Sonuç olarak skolyoz tanısı almış yüzücülerde yüzmenin herhangi bir düzelme ve stabilite sağlamadığı, tedavi edici herhangi bir etkisinin olmadığı bulunmuştur.

Skolyoz ve yüzme üzerine yapılan bu çalışmaların sonuçlarına göre, skolyozun konservatif tedavisinde yüzmenin etkili olmadığı sonucuna varılabilir. (The Prevalence of Scoliosis in Adolescent Swimmers and the Effect of Swimming on Adolescent Idiopathic Scoliosis: Turkish Journal of Sports Medicine 2020 Aydın)


Toparlayacak olursak, skolyoz gibi kötü progresyon gösterebilecek bir deformitede tedavi amacıyla, eğriliği azaltıcı bir etkisinin olmadığı bilimsel olarak ortaya konmuş bir sporu yapmak vakit kaybı olacaktır. Cerrahi endikasyonu olmayan kişilerde kötü progresyonun önüne geçebilmek için bu hastaların Schroth metodu gibi kişinin durumuna özel hazırlanmış ve akademik olarak etkinliği kanıtlanmış bir egzersiz yaklaşımı ile mümkün olabilir.

Schroth Terapi ile ilgili daha detaylı bilgi almak için bizimle iletişim kurabilirsiniz.

KAYNAKLAR

Çocuklar Neden Dik Duramıyor?

Çocukların günlük yaşantıların vazgeçilmez bir parçası haline gelen teknolojik cihazların aşırı kullanımı onları sadece sosyal ve psikolojik olarak değil fiziksel olarak da etkiliyor.

Çocuğun bir teknolojik cihaza odaklanarak vakit geçirirken uzun süre aynı pozisyonda kalması kas kuvvetinde, ince ve kaba motor becerilerinde, denge ve koordinasyon yeteneğinde azalmaya sebep oluyor. Aynı zamanda fiziksel aktivitelere ayrılan zamanın kısıtlanması sebebiyle obeziteye yol açabiliyor. 2020 yılında yapılan bir akademik çalışmada çocuklarda ekran maruziyet süresindeki artışın uyku sürelerinde azalmayla ilişkili olduğu da tespit edilmiş.

2019 yılında yapılan ve okul çağındaki çocuklarda teknoloji bağımlılığının postür ve vücut farkındalığı üzerine etkisini inceleyen bir çalışmada özellikle masaüstü bilgisayarın uzun süreli kullanımının çocukların postürleri üzerinde olumsuz etkileri olduğu saptanmış.

Uzun süre teknolojik cihaz kullananlarda görülen boyun, baş, omuz, sırt ağrısı ve üst ekstremitelerde uyuşma semptomları ile karakterize olan klinik durum, literatürde ilk kez Dr. Dean L. Fishman tarafından Text Neck ismiyle tanımlanmıştır. Text Neck’teki postürün, artrit ve disk dejenerasyonu için potansiyel risk oluşturduğu düşünülmektedir.

Gelişim çağındaki çocuklarda iyi bir postür devamlılığını sağlamak ve potansiyel kas iskelet sistemi rahatsızlıklarını en aza indirmek adına, teknolojik cihazlar için bilinçli kullanım süreleri belirlenebilir, çocuklar dijital olmayan oyunlar oynamaya teşvik edilebilir, eğer mümkünse açık havada fiziksel bir aktiviteye yönlendirilebilir.

Mevcut bir postür bozukluğundan şüphelenilmesi durumunda ise gecikmeden bir uzman hekimin görüşünü almak önemlidir.

Hatalı günlük yaşam alışkanlıklarına bağlı olarak gelişen postüral bozukluklarda, bireye özel postür & farkındalık eğitimi, ergonomik düzenlemeler ve egzersiz programı önerilmektedir.

Duruş bozukluklarına özel egzersiz programları hakkında detaylı bilgi almak için bize ulaşabilir, Fizyorama’nın Instagram sayfasını takip ederek en güncel bilgilere ulaşabilirsiniz.

KAYNAKLAR