Bel Ağrısı

Bel Ağrısı

İnsanların %70’inden fazlası hayatında en az bir kez bel ağrısı yaşıyor.

Bel ağrısı, dünya genelinde insanların hayatını limitleyen ve iş göremez duruma gelmelerine yol açan sağlık problemlerinin başında geliyor. Bireysel ve toplumsal düzeyde ciddi ekonomik kayıplara neden olan bel ağrısı dünya nüfusunun %33 ünü etkiliyor. Akut bel ağrısının en sık görülen kas-iskelet sistemi problemi olduğunu biliyor muydunuz?

BEL AĞRISI VE YAŞ

Yaş, bel ağrısındaki en yaygın risk faktörlerinden biri. Bel ağrısının görülme sıklığı 60-65 yaşlarına kadar artıp, sonra kademeli olarak azalıyor. Son yıllarda ise bel ağrısının 10-18 yaş arasında da giderek yaygınlaştığını gösteren çalışmalar arttı. Yakın gelecekte mama sandalyesinde oturmaktan beli ağrıyan bebekler görür müyüz dersiniz 🙂

BEL AĞRISI KADINLARDA DAHA YAYGIN

Hayatın yükünü kadınlar çekiyor diyebilir miyiz? Birçok kas iskelet sistemi problemi gibi bel ağrısının da kadınlarda görülme sıklığı ve kronikleşmeye yatkınlığı erkeklere oranla daha fazla. Örneğin hamilelikte en çok yaşanan kas-iskelet sistemi şikayeti bu süreçte kadının bedenindeki değişimlere bağlı gelişen bel ağrısı.

PATRONLAR AĞRIYI ARTIRIYOR

Psikososyal işyeri faktörleri (memnuniyetsizlik, monoton görevler, yetersiz iş ilişkileri, işyerinde sosyal destek eksikliği, talepler, stres vb.) de bel ağrısının oluşumunun artışıyla bilimsel olarak sıkça ilişkilendirilmekte. Mutlu olduğunuz bir işyerinde çalışmıyorsanız belinizin ağrıma olasılığı sizinle aynı yaştaki diğer insanlara oranla çok daha fazla. Dolayısıyla, kronik bel ağrısının yönetiminde, fiziksel patolojiye odaklanan yani ağrının kaynağını dokuda arayan biyomedikal model oldukça yetersiz kalıyor.

AĞRININ KAYNAĞI NE?

Bel ağrılarının yaklaşık %5-15’lik bölümünde ağrı, osteoporoza bağlı gelişen kırık, tümör veya enfeksiyon gibi spesifik nedenlerden dolayı oluşur. Kalan %85-95 oranındaki büyük bir bölümünde ise ağrının kaynağı net değildir. Bel ağrıları anatomik olarak kemikler, intervertebral diskler, eklemler, ligamentler, kaslar, nöral yapılar ve kan damarlarından kaynaklanabilir. Bazen de hiçbir dokuda bir problem olmamasına rağmen ağrı ortaya çıkabilir. Ancak ve ancak detaylı bir anamnez ve fiziksel değerlendirme sonrasında ağrıya neden olan faktörler ile ilgili bir hipotez oluşturulabilir.

NE YAPMALI?

Bel ağrısında fizyoterapinin odak noktası, ağrıdan kurtulmak, ağrı nedeniyle kısıtlanan fiziksel ve sosyal fonksiyonları ve gerçekleştirme yeteneğini geliştirmektir. Bel ağrısı çoğunlukla tek bir nedene bağlı gelişmez ve klinik tablo her bireyde eşsizdir. Değerlendirme de terapi planı da her bireyde farklılık gösterecektir. Önemli olan nokta kişiyi anlayabilmek, beklentilerini öğrenebilmek ve ona uygun bir yol çizebilmektir. Kişiye özel planlanmış çok yönlü bir egzersiz yaklaşımı ise rehabilitasyonun en önemli parçasıdır.

Akut ve kronik bel ağrısı durumlarında modern fizyoterapi yaklaşımları ve kişiye özel egzersiz programları ile ilgili detaylı bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

KAYNAKLAR

Published by Meryem Ünal

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon bölümünden 2012 yılında mezun olan Fizyoterapist Meryem Ünal, pediatrik rehabilitasyon, ortopedik rehabilitasyon, ağrı yönetimi ve skolyoz rehabilitasyonu alanlarında çalışmalarını sürdürmektedir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir